“Terörsüz Türkiye” Yolunda Tarihi Adım “Terörsüz Türkiye” Yolunda Tarihi Adım: PKK’nın Feshi, Devletin Kararlılığı ve Yeni Dönemin Habercisi.Türkiye, son kırk yıldır hem siyasi hem de toplumsal yapısını derinden etkileyen terörle mücadele sürecinde tarihi bir dönemeçten geçiyor.Türkiye, son kırk yıldır hem siyasi hem de toplumsal yapısını derinden etkileyen terörle mücadele sürecinde tarihi bir dönemeçten geçiyor. 5-7 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirdiği kongre sonrası, bölücü terör örgütü PKK’nın fesih kararı alması, “Terörsüz Türkiye” vizyonunun somut bir aşamasına geçildiğinin güçlü bir göstergesi oldu. Bu kritik gelişme, yalnızca güvenlik perspektifinden değil, siyasal birlik ve toplumsal bütünleşme açısından da yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı Mehmet Uçum ve İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un açıklamaları, bu sürecin hem tarihsel bağlamına hem de gelecek vizyonuna ışık tutuyor. “Türk-Kürt Birlikteliği” Vurgusu ve Cumhur İttifakı’nın Rolü Mehmet Uçum’un yaptığı değerlendirmede, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin oluşturduğu güçlü siyasi birlikteliğe özel vurgu yapıldı. Uçum, bu uyumun ve devletin tüm kurumlarıyla süreci sahiplenmesinin, Terörsüz Türkiye hedefine ulaşmada belirleyici olduğunu ifade etti. Özellikle Kürt halkına yönelik mesajlar dikkat çekiciydi. Uçum, Kürtlerin Türk milletinin asli kurucu unsurlarından biri olduğunu, Türkiye Cumhuriyeti’nin de Kürtlerin milli devleti olduğunu vurgulayarak, ayrıştırıcı değil birleştirici bir söylem ortaya koydu. Bu açıklamalar, geçmişte zaman zaman eksik kalan bütünleştirici devlet söyleminin yeni bir paradigma ile yeniden yapılandığını gösteriyor. Bahçeli’nin Ekim Ayındaki Çıkışı Sürecin Kırılma Noktası Oldu MHP lideri Devlet Bahçeli’nin geçtiğimiz Ekim ayında yaptığı çağrının ardından, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın örgüte fesih yönünde bir mesaj gönderdiği ortaya çıkmıştı. Bu çağrının ardından başlayan süreç, örgütün kongresinde fesih kararı almasıyla yeni bir aşamaya taşındı. Bu gelişmeler, siyasetin güvenlik politikalarındaki etkisinin giderek arttığını ve siyasi liderlerin terörle mücadelede inisiyatif almasının artık sadece bir güvenlik meselesi değil, aynı zamanda bir siyasi vizyon meselesi haline geldiğini gösteriyor. Altun: “Bu, Hızlı Sonuçlanacak Bir Süreç Değil” İletişim Başkanı Fahrettin Altun, sürece dair yaptığı açıklamada dikkatli ve temkinli bir iyimserlik sergiledi. Altun, terörsüzleşme sürecinin kısa vadeli değil, uzun soluklu ve yapısal bir dönüşüm süreci olduğunu belirtti. Altun’un sözleri, devletin bu süreci yalnızca bir son değil, aynı zamanda yeni bir başlangıç olarak değerlendirdiğini açıkça ortaya koydu. Yeni Anayasa ve Reform Gündemi: Terörsüz Türkiye Sonrası Açıklamalarda dikkat çeken bir diğer unsur ise “Terörsüz Türkiye”nin, yeni anayasa ve reform süreciyle taçlandırılacağı yönündeki vurguydu. Bu söylem, terörsüzleşmenin sadece askeri değil, aynı zamanda sivil ve anayasal bir dönüşümle destekleneceği sinyalini veriyor. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında, tüm toplumsal bileşenleri kapsayan bir demokrasi ve hukuk düzeninin inşası hedefleniyor. Toplumsal Birlik Mesajı: “Türkiye Yüzyılı; Türk ve Kürt Yüzyılıdır” Cumhurbaşkanlığı cephesinden gelen açıklamaların tamamında, Türkiye halkının tüm etnik, dini ve kültürel bileşenlerini kapsayan bir bütünleşme mesajı öne çıktı. “Türkiye Yüzyılı; Türk ve Kürt yüzyılıdır” ifadesi, bu sürecin etnik temelli değil, vatandaşlık temelinde yürütüldüğünün altını çiziyor. Bu yaklaşım, yalnızca Kürt vatandaşlara değil, tüm topluma yönelik kapsayıcı bir birlik vizyonunu içeriyor. Türk, Kürt, Alevi, Sünni, Çerkes ya da Arap fark etmeksizin, herkesin bu ülkenin asli ve eşit yurttaşı olduğu mesajı, yeni dönemin temel taşı olarak öne çıkıyor. Sonuç: Terörsüzleşme Bir Son Değil, Geleceğe Yönelik Stratejik Başlangıçtır Terör örgütü PKK’nın fesih kararı, bir dönemin sonu değil, Türkiye’nin daha barışçıl, kapsayıcı ve güçlü bir gelecek vizyonu için attığı tarihi bir adımdır. Devletin kararlı duruşu, siyasetin sağladığı birlik ve toplumun verdiği destek, bu süreci mümkün kılmıştır. Ancak yetkililerin de altını çizdiği gibi, bu süreç henüz tamamlanmış değil. Terörsüz Türkiye hedefi, dikkatli yönetilmesi gereken bir geçiş süreciyle pekiştirilmeli, kalıcı barış ve hukuk temelli bir yapı ile kurumsallaştırılmalıdır. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında, Türkiye yalnızca terörsüz değil, aynı zamanda daha özgür, daha kapsayıcı ve daha demokratik bir ülke olma yolunda ilerliyor. Bu, sadece bir güvenlik başarısı değil, bir ulus olarak birlikte yaşama iradesinin taçlandırılmasıdır.
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.TamamGizlilik politikası
Leave a Reply
You must be logged in to post a comment.